Yayınevi: Artemis
Sayfa Sayısı: 436
Orijinal Adı: The Fallen
Genel bir yorum yapmak gerekirse, tek söyleyebileceğim vasattı. Normalde bir kitabı sevmesem bile, o kitapta bağlandığım bir şeyler olurdu ama bu kitap cidden hiçbir konuda kurtarmıyor. Yazar akıcı yazmış evet ama kurduğu cümleler çok basit. Ayrıca ana karakterimiz Aaron cidden adamı deli eder. Belkide okuduğum kitaplardaki erkek karakterlerin bu kadar zayıf olduğunu görmediğim için şaşırmışımdır ama sürekli ders çalışmalıyım lafını söylemesi sinir bozucuydu.
Kitabın konusuna gelecek olursak
Aaron adındaki erkek karakterimiz 18 yaşına basınca, kendisinde meydana gelen değişimleri fark eder. Mesela köpeği Gabriel'ı duyabildiğini ve hiç bilmediği dilleri anlayıp konuşabildiğini anlaması gibi. Tabii tek değişim bu olmaz. Ardından Zeke adındaki meleğin (ben bu ismi sürekli zeki olarak okuduğum için pek ciddiyeti kalmadı meleğin :D) karşısına geçip melek zırvalıklarını anlatmasıyla hayatı değişir. Aaron aslında babadan melek, anneden insandır ve bu karışıma verilen isim olan 'Nefilim'dir.
Tamam her şey buraya kadar iyi, hoş. Zaten melek temalı kitapların fazla bir kurgu şansı olmuyor. O yüzden beklentim çok çok farklı bir konu okumak yerine, iyi bir anlatım okumaktı ama o konuda kesinlikle hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.
Kitabın son 50 sayfası anlatım bakımından daha sürükleyiciydi ama kitabı okurken sürekli cümle atladığımı inkar etmeyeceğim. Kitapta yer alan değişik varlıklar, kitabı sürükleyici hale getirmişti ama okuyup bitirdikten sonra bende hiçbir etkileri olmadı.
Kitabın başlarında ise komik bulduğum bir iki diyalog vardı. Hemen onları paylaşayım :D
'İnsanoğlundan büyülendik. Aramızdaki mesafe kayboldu.' Şişeyi elinde tedirgince çevirdi. 'Onlara bazı şeyler öğretmeye başladık. Tanrı'nın onlara gerek görmediği şeyler. Silah yapmak astroloji, havayı okumak...' Zeke acıyla güldü. 'İçimizdeki kafasızlardan biri kadınlara makyajı da öğretti.' Melek şişeyi ağzına götürdü. 'Kız arkadaşın akşam dışarı çıkmadan önce aynanın başında iki saat oyalanıyorsa bizi şuçlayabilirsin.' (s.109)
Yeni gelen melek sert bakışlarıyla içeriyi taradı. Önderlerinin arkasından içeriye sessizce başka melekler de girdi. Hepsi ölü gibi solgundu ve aynı giysileri giymişti. Bir yerde indirim vardı herhalde, diye düşündü Aaron. (s.175)
Kitabın beyaz teması hoşuma gittiği için almıştım ama 2. kitabını almak gibi bir niyetim yok şu an. Bir de artemisin normal kitap boyutundan daha küçük çıkardığı bir kitap olduğu için, kitaplıkta nereye sıkıştıracağımı bilemiyorum :(