24 Mayıs 2014 Cumartesi

Cehennem (Providence #2) - Jamie Mcguire / Kitap Yorumu


Sayfa Sayısı: 352 
Yayınevi: Yabancı
Orijinal Adı: Requiem
Baskı Yılı: 2014  

Nina Grey, şeytanlarla yaptığı savaşın yaralarını yeni yeni sarıyordu. Geçmişte olanlar çok uzakta kalmış gibiydi. Hem okuluna devam ediyor hem de babasından kalan şirketin başına geçmek için hazırlanıyordu. Her şey normale dönmüştü, geceleri gördüğü kâbuslar dışında... 

Nina ve nişanlısı Jared için bu kâbusların tek bir anlamı vardı: Yaklaşan tehlike ve Şeytanlarla yapılacak olası bir savaş… 

Tatlı Bela'nın yazarı Jamie McGuire, Providence üçlemesinin ikinci romanı Cehennem'de hem içinizi ısıtacak hem de tüylerinizi diken diken edecek! 

***

     Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Araftan daha iyi bir kitaptı. En azından bu kitapta Nina karakteri beni delirtmedi. Ayrıca yazara bir konuda teşekkür etmem gerekiyor. İlk kitaptaki gibi vıcık vıcık bir aşk yoktu. Her şey yerinde ve kararındaydı. Bir de Ryan olayını iyi bir şekilde bağlamalarına sevindim. Yoksa Nina bir Bella yolunda ilerleyecekti :/ 

      Kitabın dışından bahsedecek olursak Araf gibi bir kitabın devamı olduğuna kimse inanmaz. Bir an önce çıkaralım ikinci kitabı diye özenmemişler sanırım. Araf, üzerinde kabartılar olan ve ayracı da çok orijinal bir kitap olmasına rağmen Cehennem korsan izlenimi veriyor. Cennet'inde kapağı kırmızı ağırlıklı olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım açıkçası. Galiba bir an önce çıkaralım diye özenmemişler. Ama kitap içerik olarak da çeviri olarak da güzeldi. 
   
      Cennet için biraz ara vermeyi planlıyorum. Çok heyecan yaratarak bitirilmiş bir seri değildi benim için. 



21 Mayıs 2014 Çarşamba

Sınırları Zorlamak - Katie Mcgarry / Kitap Yorumu


Orijinal Adı: Pushing the Limits
Sayfa Sayısı: 415
Yayınevi: Aspendos


Arka Kapak:

Birbirleri için çok yanlış… ve bir o kadar da doğrular. 

 Echo Emerson'ın, sporcu sevgilisi olan popüler bir kızdan, hakkında dedikodular dönen, kollarında 'tuhaf' yaralar olan dışlanmış bir kıza dönüştüğü akşam neler olduğuna dair kimsenin bir fikri yoktur. Echo bile o korkunç akşama dair tüm olanları hatırlayamıyordur. Tek bildiği, her şeyin tekrardan normale dönmesini istediği. Oldukça yakışıklı ve siyah deri ceketli çapkın ama yalnız 

Noah Hutchins, şaşırtıcı anlayışıyla hayatına girdiğinde Echo'nun dünyası asla hayal edemeyeceği bir biçimde değişir. Oysa ortak hiçbir noktaları olmaması gerekirdi. İkisinin de tuttuğu sırları düşünürsek, beraber olmaları oldukça imkânsızdı. 

 Fakat aralarındaki çekim bir türlü geçmek bilmez. Echo, sınırları daha ne kadar zorlayabileceklerini ve ona sevmeyi yeniden öğretebilecek tek bir adam için neleri göze alabileceğini kendisine sormak durumunda kalır.

***

    
     Arka kapakta yazılanlardan farklı bir şekilde özetleyemem kitabı sanırım. Ana karakterlerimizi Noah ve Echo'nun ağzından yazılan ve bana göre çok gerçekçi bir kitaptı. Noah birçok kitabın ana karakterine benziyordu ama sanırım tek farkı gerçek olabilecek bir karakter olması. Yani yazar karakterini çok gerçekçi oluşturmuş. Aynı şey Echo içinde geçerli. Bir sürü gerçek kelimesini kullandıktan sonra devam ediyorum :P

     Kitap bir Echo bir Noah ağzından anlatılıyor ve her iki karakterinde düşüncelerini öğrenmek kitabı daha akıcı hale getirdi. Ben bir günden kısa bir sürede okudum kitabı, sanırım bunun sebebi hem güzel bir çeviri olması hem de yazarın çok akıcı yazması. 
    
    Kitapta en çok sevdiğim kısımlar Noah ve kardeşlerinin konuşmalarıydı. Ben kitabın sonunu daha farklı bekliyordum Noah ve kardeşleri için ama yazar mantıklı bir karar verip daha güzel bir son yazmış. 
    
    Sonuç olarak akıcı, güzel bir kitaptı. Eğer kafanızı yormayacak bir kitap arıyorsanız çerezlik olarak tavsiye edebilirim :))



12 Mayıs 2014 Pazartesi

Gece Nöbeti - Tess Gerritsen / Kitap Yorumu



Bir yanda büyük şehir hastanelerinin baş döndürücü kalabalığında kazanılan deneyim ve başarılar; diğer yanda küçük bir kasabanın acil servisinde, mezarlık vardiyası da denen sakin gece nöbetleri.

Bir yanda gece yarısı anlaşılamayan bir nedenle hastaneye bırakıldıktan sonra kaybolan yaşlı bir adam; diğer yanda her şeyden habersiz, patlamaya hazır birer saatli bomba gibi sokaklarda dolaşan kadınlar.

Bir yanda bakıma muhtaç yaşlı bir anne, mutsuz bir kızkardeş ve parçalanmak üzere olan bir aile;diğer yanda kuşkular üzerine kurulu, kaçamak bir aşk.

Ve hepsinin ortasında tek başına bir kadın doktor: Toby Harper. Başta mesleki itibarını kurtarmak için giriştiği onur mücadelesi, bir süre sonra karanlık güçlerin de dahil olmasıyla, ölümcül bir kedi fare oyununa dönüşüyor. Kayıp bir hastanın peşinde, kendisini tehlikenin tam ortasında bulan Toby Harper'ın heyecan dolu hikâyesi beklenmedik sonuyla kanınızı donduracak.

"Yılın en heyecan verici romanlarından biri. Son derece inandırıcı ve canlı, aklınızdan çıkaramayacağınız bir kitap." Publishers Weekly 
Kitapları 37 dile çevrilen ve bütün dünyada 20 milyondan fazla okura ulaşan, çok satanlar listelerinin üst sıralarından hiç inmeyen, tıbbi gerilim edebiyatının kraliçesi Tess Gerritsen'den en derinlerdeki arzularımıza ve korkularımıza ustalıkla dokunan sürükleyici bir hikâye. Sonsuza kadar genç kalmak uğruna insanlığımızın ne kadarını feda edebiliriz? Uzun bir ömürle yetinmeyip ölümsüzlüğü arzulayan insanoğlu bunun bedelini ödemeye ve ödetmeye hazır mı?
"İnsanı daha ilk sayfadan yakalıyor ve sonuna kadar da bırakmıyor." John Saul 
"Okurken kendinizi içinde hissedeceğiniz hastane sahneleri, bilimin tüyler ürpertici yüzü, bir acil servisin gerektirdiği akıl almaz bir tempo ve bir nefeste okunacak müthiş bir gerilim." People

"Tüyler ürpertici bir tıbbi gerilim… Son sayfaya kadar gizemini koruyor." Maine Telegram 

"İlginin kulaktan kulağa yayılarak gittikçe büyüyeceği heyecan dolu bir hikâye." Booklist 

"Şok edici… Tess Gerritsen mesleki bilgisini, sıra dışı karakterler ve çarpıcı bir tarzla birleştirip soluk soluğa okunacak, keyifli bir gerilim hikâyesi yaratmış." San Jose Mercury News 

"Kesinlikle ürkütücü… Daha ilk satırlardan itibaren içinizdeki korkularla yüzleşmeye hazır olun." Rapport

"İnanılmaz canlı ve gerçekçi… gerilim ve merak hiç dinmiyor…" The News Journal


***

     Gece Nöbetini yaklaşık 2 ay önce almıştım ama hep okumayı geciktiriyordum. Yorumlarına baktığımda sürekli bir "Mükemmel, harika, gene bir Tess klasiği vs.." kelimeler gördüğüm için şişirilmiş olmasından korkuyordum. Ama bugün kitabı bitirdiğimde anladım ki kesinlikle haklılar!

    Ben kişilik olarak pek sağlık alanından hoşlanan bir insan değilim ama Tess Gerritsen sizi öyle bir atmosfere sokuyor ki kendinizi yılların doktoru gibi hissediyorsunuz :P Şaka tabii ki bu :D

       Yazar önce tıbbi bir terim/cümle söylüyor ve ardından anlayacağımız şekilde açıklıyor. Bu sayede kitabı okurken sıkılmadım. Ayrıca kitaptaki karakterlerin hep bir hareket halinde olması ve birbirleriyle bağlantılı olması güzel bir şeydi.

        İlk kitaptan bir yargıya varmayayım diyorum ama sanırım diğer kitaplarda da karşıma çıkacak bir durum var. Yazar karakterlerine acımıyor. Bilmiyorum belki bu tarz kitaplarda birilerinin ölmesi gerekiyordur. Ana karakter olarak değil de yan karakterler olarak baya bir eli bol yazarımızın :P
       Sonuç olarak Tess Gerritsen istediğim tüm özelliklere sahip kitaplar yazarsa bana da almak düşer :))



7 Mayıs 2014 Çarşamba

Araf (Providence #1)- Jamie Mcguire / Kitap Yorumu


Orijinal Adı: Providence
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 499

Kapak Arkası:

Işığın olduğu yerde, karanlık da vardır.
Nina, babasının ölümüyle kendisini Providence'ta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Nina'nın hayatını tamamen altüst eder.
Jared ile Nina'nın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora sokar. Jared, Nina'yı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennem'deki Şeytanlar'dan da korumak zorunda kalır. Jared ile Nina'nın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.
Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor. Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor.

***

      Arka kapakta yazanlar içeriğin onda birini bile söylemiyor. O yüzden kitabın özetini geçmem, okuma heyecanınızı kaçırır diye düşünüyorum :))
      Ben kapak arkasını okumayan biri olduğum için okurken büyük bir beklenti içerisinde değildim. Bana göre 500 sayfa çok rahat 4-5 günde okunabilir -ki ben yaya yaya 7 günde okudum. Akıcı, olayların sürekli ilerlediği, değişik bir kurguya sahip Araf, bazı yönleriyle beni sinir etse de genel olarak okunmaya değer bir kitap. 
       Bir hafta önce biten tatlı beladaki Abby'nin birçok yönünü Nina'da gördüm ve yazarın yarattığı ana kadın karakterlerin dengesiz olduğuna karar verdim. Sürekli bir karşı tarafın iyiliği için terk etmeler falan iyi hoş da azıcık mantıklı düşünce sonunda iki tarafında daha fazla acı çekeceğini ve bunun boşa bir girişim olduğunu anlayacaklar ama nerdeee :D
      Ama suç kadınlarda değil, onları bu kadar çok seven erkek karakterlerde. Travis de Abby'e çok aşıktı ve Abby bu aşkı hak etmek için bir şey yapmamıştı. Aynı şey Arafta da karşımıza çıkıyor. Yani kadın karakterlerimiz havadan kendilerine aşık birer erkek karakter buluyor ve onları terk ediyor. Sonuç olarak burada ben sinirleniyorum. :D

      Araf'ı kitapçılarda elime alıp incelemişliğim vardı ama kargodan çıkan Cehennemi görünce korsan mı diye düşünmedim değil. Tabii yollayan firmanın D&R olması korsan olayını çürütüyor ama Araf gibi kabartılı ve hoş bir kapağa sahip kitabın devam kitaplarının düz olmasını garipsedim açıkçası. 

   
Bir de kapaklarda melek falan var diye içeriğinde de melekler uçuşacak sandım ama henüz kafada kalıcı bir melek olmadı. İçeriğinde melek olan ve kitabın genelinde meleklerden bahsetmeyen bir kitap okumak isterseniz, işte Araf tam size göre :P

Yurt dışındaki Araf kapağı



4 Mayıs 2014 Pazar

Mini kitap kolyeleri :))


     Bir haftadır kendimi farklı yollarda oyalamaya çalışıyorum. Bu defa ki oyalanma projemiz bu mini mini kitap kolyeleri :)) Üstteki kağıt kaplı olan 2. denemem, yanındaki kumaş kaplı olan ise 4. denemem. 3.sü küçük bir zincirle anahtarlığımda bulunmakta :P
       Yapımı kolay aslında ama birazcık sabır ve deneme yanılma istiyor. İlk yaptığımı koymadım bu yüzden, çünkü baya rezalet :P Daha iyilerini yapıp kullanmayı planlıyorum. Bunları gören arkadaşlarım birer tane biz de isteriz diyorlar. Şimdiden siparişleri veriyorlar ama hepsinden karşılığında bir kitap isteyeceğimi bilmiyorlar :))


3 Mayıs 2014 Cumartesi

Meleğin Düşüşü - Suzan Ee / Alıntılar



Kitap Yorumu için TIKLAYIN :)

Azıcık Spoiler içerebilir :))

ALINTILAR

"Sanki elinde olsa beni kurtarırdın ya," dedim bet sesimle. "Sen ve kankaların gibi katillerle, adam kaçıranlarla tıka basa dolu bir Cennet'e niye gitmek isteyeyim ki zaten?"
"Cennet'e ait olduğumu kim söyledi?"  (s.42)


"Kılıcım başından beri sende miydi?"
"O artık benim kılıcım." Sesim gereğinden de sert çıkmıştı.
"Senin mi? Rüyanda görürsün," dedi. İnsana bu kadar benzemeyi bırakmasını istiyordum. "Onun bunca yıldır bana ne kadar sadık olduğundan haberin var mı senin?"
"Sen de mi arabasına, kahve fincanına isim takanlardansın yoksa? O canlı değil, cansız bir nesne. Kendine gel."  (s.54)


...Bandı elinden kaptım. "Gel sana nasıl kullanılacağını göstereyim," dedim. "Uzat ayağını."
"Bu dediğin melek dünyasında çok mahrem bir istektir. Genellikle birine ayağımı uzatmam için önce iyi bir akşam yemeği ve şarap, üstüne de zekice bir sohbet gerekir."
Bu lafa zekici bir karşılık lazımdı.
"Yok ya," dedim.
Pekala. Yılın hazırcevap Kadını Ödülünü alamayacağım kesindi.  (s.57)


"Sırtında kanat eklemi şeklinde kan lekeleri olmadıkça kendini insan diye yutturabilirsin. Ha, seni kimsenin kucaklamasına da izin verme. Ne kadar hafif olduğunu anlar anlamaz işkillenirler."
"Merak etme, beni senden başka hiç kimsenin kollarında taşımasına izin vermem"  (s76)


... Olanca şirinliğimle "Eyvah, çok üzüldüm," dedim. "Hoşuna gitmedi mi yoksa? Kendin istedin diye düşünmüştüm. Başka neden pençelerini erkeğimin üstüne koyasın?"  (s.136)


"Sen gerçekten baş melek misin?" diye fısıldadım.
Caka satarak gülümsedi. "Ne o, çok mu etkilendin?"
"Hayır," diye yalan söyledim. "Ama personelinle ilgili şikayet dilekçesi vermek istiyorum."
"Orta kademe yöneticilerle konuş."  (s.223)



2 Mayıs 2014 Cuma

Nisan 2014: Hangi kitapları okudum?

   


    Nisan ayı belki de Şubattan sonraki bana en uzun gelen ay oldu. 11 sınava girdiğim vize haftalarını barındırdığından mıdır bilemiyorum ama bir türlü bitemedi. Ama bu ay okuduğum kitapların hepsine tam not verdim ve hepsini zevkle okudum. Yani sıkılarak okuduğum ya da keşke bunun yerine şuna başlasaydım dediğim hiç olmadı. Gelelim kitaplara :))

Sen Yokken - Güneş Demirel: Kitabı arkadaşımdan almıştım ve birkaç günde nasıl bittiğini anlamadım. İçinde azıcık -belki biraz daha fazla- dram var ama bana göre çok orijinal bir kurguya sahip. Yazarı amatör hikayeler yazan bir hikaye sitesinden tanıyordum ve kitabının çıktığını görünce sevinmedim değil. Tabii ki hataları -ki özellikle zamanları sürekli değiştirmesi- var ama konu ve yazımı çok akıcı olduğundan pek önemsemedim. 

Kır Çiçeği Tepesi - Kimberley  Freeman: Bir Arkadya klasiği olan bu kitapta benden tam not aldı.

Melez - Jennifer L. Armentrout: Söz konusu JLA olunca pek fazla yorum yapılmıyor. Melez Sözleşmeleri serisinin ilk kitabını ben sevdim ve devamını alacağımı düşünüyorum :)

Meleğin Düşüşü - Suzan Ee: İkinci kitabı çıktı ama öncelik vermem gereken bir sürü kitap olduğundan almamak için kendimle mücadele ediyorum. Alın okuyun. Pişman olmazsınız :))

Tatlı Bela - Jamie Mcguire: Benim bir türlü ısınamadığım ama üvey evlat yerine de koyamadığım Travis ile insanı çileden çıkarabilecek enerjide olan Abby karakterlerinin yer aldığı bir kitaptı ama okuduğum için pişman değilim, gene olsa gene okurdum :))

     Eveeet nisan ayını sıkılmayarak okuduğum 5 kitapla bitirdim. Mayıs ayı JLA kitaplarının çoğunlukta olduğu bir ay olacak sanırım. Sizin bu ay okuduklarınız arasında bu kitaplardan biri var mı? :))








Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...