Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak gerçekler için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda'ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır. Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac'in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir.
Sayfa Sayısı: 342
Orijinal Adı: Darkfever
Yayınevi: Epsilon
Kitabımız ana karakterimiz Mac'in ağzından anlatılıyor ve kitapta ne ararsanız var. Mac'in başlarda hiçbir şeye inanmaması kitabı bana göre daha okunur kılmış. Birde olanları sürekli sorgulaması, boyun eğmemesi -Barrons'a karşı bile asdfgafdg- bence daha gerçekçi olmuş.
Mac, ablası Alina'nın öldürülmesi üzere Dublin'e gider ve onun katilini bulmak üzere iş başına geçer. Tabii bunu polisle halledebileceğini düşünmesi ama sonrasında öğrendiği gerçekler yüzünden Dublinde daha fazla durmak zorunda kalacak.
Mac kesinkle eğlenceli biri ve kitabı okurken durduk yere kahkaha atabilirsiniz. Barrons'un o soğuk nevale hali bile kızımızı korkutup uzaklaştırmaya yaramıyor. Hele sonundaki oje sahnesi kesinlikle favorim. :))
Hala Mac'in cevabını bulamadığı sorular var, tabii bizimde öğrenemediğimiz birçok şey. Diğer kitapları almamak için büyük bir irade testinden geçsem de her an bir diğer kitabı almış olarak çıkabilirim karşınıza.
5/5
Serinin diğer kitapları